Ehl Bidat Nedir? Günlük Hayatta Karşılaştığımız “Yeni” Olanı Esprili Bir Dille Keşfetmek
Hadi, bugün biraz ciddi bir konuya, ama mizahi bir şekilde yaklaşalım: Ehl bidat nedir? Bu soruya biraz kafa yormaya başladım, çünkü sürekli yeni bir şeyler duyuyoruz. İşte, “bidat” kelimesi bir yanda, bir yanda ise sürekli değişen dünyanın getirdiği yenilikler. Bir insan olarak, her yeni şeye hem merakla yaklaşırız, hem de biraz temkinli oluruz. Özellikle de bu “yeni” şeyler dini veya kültürel bir çerçevede olunca, biraz daha dikkatli olma gereği hissediyorum. Ama bir yandan da, bu yazıyı yazarken yine normalde “hayır, bu çok ciddi” diye düşündüğüm konuları esprili bir dille ele alacağım. Bunu yaparken içimden şöyle bir ses diyor: “Biraz da şıpsevdi gibi yaklaşmak gerek, değil mi?”
Ehl Bidat Nedir? Aslında Ne Demek İstediğimiz
Öncelikle, ehl bidat demek, “bidat ehli” yani “yeni icatlar ve yenilikler yapanlar” anlamına gelir. Ama bu kelime, genellikle bir toplumda kabul edilen geleneksel olanların dışına çıkan, dini inançlar veya pratiklerde yenilik getiren kişilere ya da bu tür uygulamalara atıfta bulunmak için kullanılır. Yani, aslında bir şeyin yeni olması, her zaman onu “iyi” ya da “doğru” yapmaz.
Bir de şöyle düşünün, İzmir’de bir kafede arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz. Konu ne olursa olsun, muhakkak birisi çıkar ve der ki: “Bu zaten bidat, böyle yapıyorsunuz ya.” Hani, biraz abartarak, birinin çayın içine biraz limon sıkması, “bidat” olarak nitelendirilebilir mi? Bunu sadece iç sesimle değil, bazen dış sesimle de sorguluyorum: “Ben şimdi gerçekten bidat mi yapıyorum, yoksa kendi yolumu mu çiziyorum?”
İçimdeki Diyalog:
Ben: Çayımı neden limonluyorum?
Arkadaşım: O, işte yeni bir şey, yeni bir tat, bir bidat…
Ben: Ama ne var ki? Limonlu çay yenilik değil mi, sen de yeni şeyler seviyorsun, her gün kahve içiyorsun, bir fark var mı?
Arkadaşım: Yeni olmak, her zaman doğru olamaz, bak mesela bir de utanmadan kavurmalı döner yiyorsun!
Yani, aslında ehl bidat nedir sorusunu biraz günlük hayata da taşıyabiliyoruz. Birçok şeyin, bilmediğimiz bir açıdan bakıldığında, bir dönemin “yenilikçi” davranışları ya da düşünce tarzları olduğunu fark ediyorum. Yine de, bazı şeylerin geleneksel olmanın ötesinde, gerçekten yanlış ya da gereksiz olduğunu kabul etmek de lazım, değil mi?
İslam Dini Bağlamında Ehl Bidat
Tamam, şimdi daha ciddi bir yere geçelim. Ehl bidat nedir? sorusunu, dini bir bağlamda ele alırsak, daha çok İslam dünyasında bu terim, dini açıdan olmayan veya sonradan eklenen bir uygulama ya da inanç anlamına gelir. Yani, Peygamber Efendimizin zamanında olmayan şeylerin, zamanla ortaya çıkması, “bidat” olarak kabul edilir. Ancak, burada önemli olan nokta şu ki, bidat her zaman kötü bir şey demek değildir. Bazı yenilikler, toplumların gelişmesine katkı sağlarken, bazıları da yanlış anlamalara ya da sapmalara yol açabilir.
Diyelim ki, bir arkadaşınızla bir akşam yemeği yiyorsunuz. Yemek muhabbeti başlıyor ve konuyu “din, gelenek, inanç” kısmına çekiyorsunuz. Arkadaşınız birden size bağırarak şunu söylüyor: “O, işte bidat işte!” Bütün masanın sesi kesiliyor ve gözler sizde, çünkü bir anda ortamda bir gerilim oluşmuş oluyor. Bu, tam anlamıyla klasik ehl bidat tartışmalarından bir örnek, değil mi?
İç Sesim:
Ben: Bakalım bu ne olacak, insanları nereye çekiyor bu konuşmalar?
Arkadaşım: Bidat yapma, abla, gelenekler daha güzel…
Ben: Bir dakika, peki o zaman limonlu çayı niye bidat olarak görüyorsun, geleneklere aykırı mı?
Ehl Bidat Günümüzü Nasıl Etkiliyor?
Hayat gerçekten çok garip bir yolda ilerliyor. Hani, bazen düşünüyorum da, “Acaba biz gerçekten bu kadar ilerledik mi yoksa geçmişten bir şeyler kaybettik mi?” Bu soruyu sorarken, gerçekten bazı yeni geleneklerin gelişmesiyle birlikte eski geleneklerin bir tür yenilik ya da bidat olarak kabul edilmesi de ilginç.
Örneğin, eski gelenekler arasında sabahları çorba içmek var, şu an yeni geleneklerde ise herkes bir kahve alıp koşar adım işe gitme peşinde. Yani, günümüzün ehl bidat hareketleri de bazen bu kadar basit ve günlük olabiliyor. Hangi gelenek daha önemli? Ya da acaba her yenilik aslında bidat mi? Zaten her gün yeni bir şey çıkıyor ve bu yüzden bazen bu yeni gelenekler beni tedirgin ediyor.
Ehl Bidat’a Karşı Yavaşlamanın Gücü
Gelelim, bir de yavaşlamanın getirdiği faydalara… Bu yazıyı yazarken iç sesim diyor ki: “Ne kadar acele ediyorsun, her şeyin yeni olması gerekmiyor. Bazen, eskiye dönmek iyi olabilir.” Gerçekten, bazen bir gelenek ya da bir alışkanlık, yeni diye yok edilmeli mi? İnsanların teknolojiyi ilerletme çabası, bazen aslında sadece tembellikten de kaynaklanabilir. Yani, ehl bidat nedir sorusunu cevaplarken, aslında bir yeniliğin gerçekten iyi mi kötü mü olduğunu anlamak da zorlaşıyor. Kafam karışıyor, ama belki de yenilik ve gelenek arasında bir denge kurarak, hem geçmişi hem de geleceği kucaklayabiliriz.
Sonuç: Yeni mi, Eski mi? Bidat mı, Gelenek mi?
Sonuç olarak, ehl bidat nedir sorusuna mizahi bir bakış açısıyla yaklaşırken, insanları yargılamamaya çalışıyorum. Her yenilik ya da değişiklik, kendine özgü bir hikayeye sahip. Kimisi yanlış, kimisi doğru, kimisi de tamamen keyfi. Ama unutmayalım ki, her bidat da bir zamanlar yenilikti ve o yeniliği geliştiren insanları düşünürken, belki de onları “görmezden gelmek” ya da “ötelemek” yerine, öğrenmeye çalışmalıyız.
Kendimi bazen oldukça fazlasıyla derin düşünürken buluyorum ama sonunda da şunu diyorum: “Biraz rahatla, her şeyin bidat olup olmadığını düşünme.” Bu hayatta belki de her şeyin doğru ve yanlış olma meselesi kadar, kendi yolumuzu bulmak da önemli. Yani, “bidat” ya da “gelenek” diye düşünmeden, bir çayımızı içebiliriz.